Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Korku Nedir : Bilinçli olarak tanınan dış tehlike kaynaklarına karşı gösterilen emosyonel tepkiye korku denir.
Korku olgusunu tek bir cümlede tanımlamak, kuşkusuz çok zordur. Buna rağmen korkuyu, irade ve mantıkla kontrol altına alınamayan, insanın içini daraltan bir yakın tehdit hissi olarak açıklayabilmemiz mümkündür. Tıbbi açıdan bakıldığında korku – hemen hemen her vakada – soluk beniz, terleme, titreme veya çarpıntı halleri ile birlikte seyreder. Korku hastalıkları ise, korkunun şiddetli bir hali olarak kabul edilir.
Korkumuz, ancak hayatımız sürecinde gelişen bir olgudur. Yani ne „ödlek“ olarak, ne de özellikle cesur ve korkusuz bir insan olarak dünyaya geliriz. Gözle görülür ilk korku reaksi-yonlarını, bebeklerin dördüncü ila altıncı ayları arasındaki dönemlerde algılayabilmemiz mümkündür. Çocukların ebeveynlerinden uzun süre uzak kalmalarına katlanmaları, içlerinde bu şahısların bir imajını muhafaza edebildikleri sürece mümkündür.
Korku, her şeyden önce sağlıklı ve insanın hayatta kalabilmesine yardımcı olan bir duygu halidir. Korku öncelikle, hem kendi kendimiz, hem de çevremizdeki insanlar için sağduyulu ve itinalı olma yetisini kazandırır bize. Nasıl ağrının beden için önemli bir alarm fonksiyonu varsa, korkunun da hayati bir önemi söz konusudur. Örneğin korkmadan ve ağrı hissetmeden ateşe yaklaşabilseydik, hayati tehlike arz edebilecek yanıklara maruz kalmamız çok kolay olurdu. Yani, korkunun da sağlık açısından önemli yönleri vardır kuşkusuz. Bu durumda gerçek korku olarak tabir edilen olgudan bahsedilir: Dışarıdan gelen bir tehlike karşısında insan; bedenen, hissi olarak ve akıl seviyesinde alarma geçirilmektedir. Ancak korku olgusunun nasıl yaşandığını veya algılandığını da herkes bilir. Örne-ğin bize korku veren duruma başka bir anlam vermek suretiyle: Geceleri evimizde sesler duyduğumuzda, bunu evde bulunan muhtemel soygunculara değil, örneğin evin içinde dolaşan kediye yormaya eğilim gösteririz. Ancak makul bir ölçüde gerçek korku hissine sahip olmak da önemlidir. Bu korkunun dozu, risk taşıyan bir olayda hazırlıksız yakalanmayacak kadar yeterli olmalı, ancak tepki gösteremeyecek kadar da („korkudan donakalma“) fazla olmamalıdır. İşte gördünüz: hem aşırı korku, hem de korkusuzluk derecesine varan az korku halleri, hastalık özelliklerini taşımaktadır. Aşırı korku halinde mutlaka yardıma ihtiyacınız var demektir, üstelik yaşam kaliteniz de kısıtlanmış olacaktır. Ancak korkusuzluk halinde sosyal açıdan topluma uyumlu ve de başarılı olmanız mümkündür. Korku olgusunun bu her iki türünün de hastalık niteliği taşımasına rağmen, aşırı korku vakasının daha önemli olduğu da bir gerçektir.
Korkudan korkuya fark vardır. Bundan dolayı korku bozuklukları, tıbbi açıdan üç büyük gruba ayrılmaktadır. Bu sınıflandırmada, her bir korku kategorisinin hasta edici özelliğini vurgulamak için „bozukluk“ kelimesi eklenmiştir.
Korku bozukluğu (genel korku, herhangi bir olguya bağlı olmayan korku)
Panik bozukluğu (veya panik atakları), alan korkusu (agorafobi) ile veya tek başına seyre- debilir
Fobik bozukluk (belli bir nesneye ve duruma bağlı olarak)
Bütün bu korku hallerinde, normal hal ile hastalık hali arasında kesin bir sınırlama mümkün değildir. Bu itibarla, önce korkunun hangi boyutta olduğu sorusunun irdelenmesi gerekmektedir; örneğin genel olarak nispeten çabuk korku hissine kapılabilen bir kişiliğin hastalık boyutuna ulaşan derecede korkuya kapılıp kapılmadığı sorusu, önemli bir rol oynamaktadır. Örneğin sistematik bir şekilde uçağa binmekten korkan, ancak bunun için mutlaka psikolojik yardıma başvurmayan veya başvurması zorunlu olmayan çok sayıda insan vardır. Diğer insanların huzurunda konuşma korkusunun hangi noktadan sonra hayatı kısıtlayan boyuta ulaştığı ve dolayısıyla profesyonel hekim yardımıyla tedavi edilmesi gerektiği sorusu da, çoğu zaman kolayca kestirilemez. Aynı şekilde, örneğin örümceklerden korkmanın ne derece hastalıklı bir durum olduğunu da bilemeyiz. Konunun daha iyi anlaşılması için öncelikle korku hastalıklarının üç farklı şeklini biraz daha yakından irdeleyelim.
Korku belirtilerinin çoğu günlerde, en az birkaç haf-ta boyunca devamla ortaya çıktığı hallerde, genel korku bozukluğundan söz edilir. Bu bozukluğu teşhis eden doktorun, teşhisine temel aldığı en önemli belirtiler arasında şu haller de bulunmaktadır:
- Kaygılar (gergin his hali, heyecanlı olma, belli bir olguya konsantre olmada zorlanma)
- Motorik gerginlik (örneğin titreme, kaslarda gerginlik hissetme, sakin olamama)
- Aşırı vejetatif (kontrol dışı) reaksiyonlar (örneğin terleme, baş dönmesi).
Doktorunuz tarafından önerilen ilacın panik bo-zukluğunun tedavisine yönelik olması itibarı ile, bu broşürün „Panik nedir?“ başlığı altında konu daha ayrıntılı bir şekilde işlenmektedir.
Fobik bozukluk, daima spesifik bir durum veya obje ile bağlantılı olan bir korku halidir. Objeye bağlı fobi, örneğin örümcek, yılan veya ateş gibi belli bir nesneye bağlı olarak ortaya çıkan bir korku halidir.
Ablütofobi: Yıkanmaktan korkma
Agirofobi: Caddelerden ya da caddelerde karşıdan karşıya geçmekten korkma
Agorafobi: Açık yer ya da kalabalık korkusu
Ailurofobi: Kedilerden korkma
Akluofobi: Karanlıktan korkma
Akrofobi: Yüksek yerlerden korkma
Akustikofobi: Belirli seslerden korkma
Algofobi: Acı çekmekten korkma
Amatofobi: Toz korkusu
Amnezifobi: Hafızasını kaybetmekten korkma
Androfobi: Adamlardan korkma
Anemofobi: Fırtına korkusu
Antlofobi: Sel korkusu
Antropofobi: Insanlardan korkma
Apifobi: Arılardan korkma
Arakibutirofobi: Yerfıstığı ezmesinin, yerken, damağa yapışmasından duyulan korku
Araknofobi: Örümceklerden korkma
Aritmofobi: Sayılardan korkma
Asimetrifobi: Simetrik olmayan şeylerden korkma
Astenofobi: Güçsüz olmaktan korkma
Astrafobi: Şimşek korkusu
Ataksofobi: Düzensizlikten korkma
Atelofobi: Mükemmel ol(a)mamaktan korkma
Aviofobi: Uçuş korkusu
Ballistofobi: Silahtan ya da mermilerden korkma
Batofobi: Derinlik ya da yüksek binaların yanından geçme korkusu
Batrakofobi: Kurbağa, semender gibi çiftyaşayışlı (amfibyen) hayvanlardan korkma
Belonefobi: Iğnelerden korkma
Bibliyofobi: Kitaplardan korkma
Bromidrosifobi: Vücut kokusundan korkma
Brontofobi: Gökgürültüsünden korkma
Dentofobi: Dişçiden korkma
Dermatopatofobi: Deri hastalıklarından korkma
Eisoptrofobi: Aynalardan korkma
Elektrofobi: Elektrikten korkma
Emetofobi: Kusmaktan korkma
Entomofobi: Böceklerden korkma
Epistaksiyofobi: Burun kanamasından korkma
Eritrofobi: Yüz kızarmasından duyulan korku
Erotofobi: Cinsellik korkusu
Farmakofobi: Ilaçlardan korkma
Fazmofobi: Hayaletlerden korkma
Febrifobi: Yüksek ateşten korkma
Filemafobi: Öpmekten ya da öpüşmekten korkma
Filofobi: Sevmekten, âşık olmaktan korkma
Fobofobi: Korkmaktan korkma
Fotofobi: Işıktan korkma
Gametofobi: Evlenmekten korkma
Gefirofobi: Köprülerden geçmekten korkma
Gerontofobi: Yaşlı insanlardan ya da yaşlanmaktan korkma
Glossofobi: Topluluk önünde konuşmaktan korkma
Haptofobi: Dokunulmaktan korkma
Harpaksofobi: Hırsızlardan ya da bir suçun kurbanı olmaktan korkma
Helyofobi: Güneşten korkma
Hematofobi: Kan korkusu
Herpetofobi: Sürüngenlerden korkma
Hidrofobi: Sudan, yüzmekten ya da boğulmaktan korkma
Higrofobi: Nemden ya da yağmurdan korkma
Hipegiyafobi: Sorumluluktan korkma
Hipnofobi: Uyumaktan korkma
Hipofobi: Atlardan korkma
Homiklofobi: Sisten korkma
Homofobi: Eşcinsellerden korkma
Ihtiyofobi: Balıklardan korkma
Jinefobi: Kadınlardan korkma
Kakofobi: Çirkinlikten, çirkin şeylerden korkma
Kakorafiyafobi: Başarısız olma korkusu
Kanserofobi: Kanser olmaktan korkma
Kardiyofobi: Kalp hastalığından korkma
Karnofobi: Etten korkma
Katagelofobi: Dalga geçilmekten korkma
Kemofobi: Kimyasal madde korkusu
Keymafobi: Kıştan ve soğuktan korkma
Kimofobi: Dalgalardan korkma
Kinofobi: Köpeklerden korkma
Klimakofobi: Merdivenden düşmekten ya da merdivenlerden korkma
Klostrofobi: Kapalı yer korkusu
Koprofobi: Dışkı korkusu
Koulrofobi: Palyaçolardan korkma
Kremnofobi: Yüksek yamaçlardan ya da uçurumlardan korkma
Kriyofobi: Buzdan ya da donmaktan korkma
Kronomentrofobi: Saatlerden korkma
Ksantofobi: Sarı renten korkma
Ksenofobi: Yabancılardan korkma
Ksilofobi: Tahta şeylerden ya da ormanlardan korkma
Limnofobi: Göllerden korkma
Litikafobi: Davalardan ve mahkemelerden korkma
Logofobi: Belirli sözcüklerden korkma
Lökofobi: Beyaz renkten korkma
Manyofobi: Delirmekten korkma
Mastigofobi: Cezalandırılmaktan korkma
Mekanofobi: Makinelerden korkma
Melanofobi: Siyah renkten korkma
Mikrobiyofobi: Mikroplardan korkma
Mizofobi: Kirlilikten korkma
Monofobi: Yalnızlıktan korkma
Musofobi: Farelerden korkma
Nekrofobi: Cesetten korkma
Nelofobi: Camdan korkma
Niktofobi: Geceden korkma
Nozokomefobi: Hastanelerden korkma
Nüdofobi: Çıplaklıktan korkma
Obesofobi: Şişmanlamaktan korkma
Ofidiyofobi: Yılanlardan korkma
Okofobi: Taşıt araçlarından korkma
Osmofobi: Belirli kokulardan korkma
Pantofobi: Herşeyden korkma
Papirofobi: Kağıttan korkma
Paraskavedekatriafobi: Ayın onüçü ve cuma olan günden korkma
Patofobi: Hasta olmaktan korkma
Pedofobi: Çocuklardan korkma
Peladofobi: Kel insanlardan ya da kelleşmekten korkma
Penyafobi: Fakirlikten korkma
Pirofobi: Ateşten korkma
Plakofobi: Mezar taşlarından korkma
Pogonofobi: Sakaldan ya da sakallı kişilerden korkma
Politikofobi: Politikacılardan korkma
Porfirofobi: Mor renkten korkma
Potamofobi: Irmaklardan ya da su akıntılarından korkma
Potofobi: Alkollü içeceklerden korkma
Pteronofobi: Kuş tüyünden korkma
Pupafobi: Kuklalardan korkma
Radyofobi: Radyasyondan, X ışınlarından korkma.
Ranidafobi: Kurbağalardan korkma
Selenofobi: Aydan korkma
Siderofobi: Yıldızlardan korkma
Simetrofobi: Simetriden korkma
Skiofobi: Gölgelerden korkma
Sosyofobi: Toplumdan, genel olarak insanlardan korkma
Soteriofobi: Başkalarına muhtaç olmaktan korkma
Tafefobi: Diri diri gömülmekten korkma
Takofobi: Yüksek hızdan korkma
Talassofobi: Deniz ya da okyanus korkusu
Tanatofobi: Ölümden korkma
Teknofobi: Teknolojiden korkma
Teratofobi: Gebe kadının, biçimsiz, çirkin bir çocuk doğurmaktan korkması
Termofobi: Isıdan korkma
Testofobi: Testlerden ya da sınavlardan korkma
Tokofobi: Gebe kalmaktan ya da çocuk doğurmaktan korkma
Tomofobi: Ameliyat olmaktan korkma
Toksifobi: Zehir korkusu
Topofobi: Belirli yerlerden korkma
Travmatofobi: Yaralanmaktan korkma
Trikinofobi: Gıda zehirlenmesinden korkma
Triskaidekafobi: 13 sayısından korkma
Tripanofobi: Aşı ya da iğne olmaktan korkma
Trikopatofobi: Saç hastalıklarından korkma
Ürofobi: Sidikten korkma
Venereofobi: Zührevi hastalıklardan korkma
Venüstrafobi: Güzel kadınlardan korkma
Vermifobi: Solucanlardan korkma
Zelofobi: Kıskançlıktan korkma
Zoofobi: Hayvanlardan korkma
Gerçekte korku yaratmayacak bir objeye, aktiviteye veya duruma karsi asiri korku duyma ve kaçinma davranisinda bulunmaya fobi denir. Fobik kisiler belli bir durum, nesne veya aktivite ile karsilastiginda asiri anksiyete duyar. Kisiler korkularinin saçma oldugunun farkindadir, ancak korkularini mantiksal düsünerek engelleyemezler. Bu korkular fobik kisilerin günlük islevlerinde bozulmaya neden olur.
Fobiler toplumda sik görülür. Arastirmalarda toplumda %10 oraninda fobik oldugu söylenmekle birlikte tahminen bu deger %25 dolayindadir. Arastirmalarda fobi sikliginin beklenenden düsük çikmasinin en önemli nedeni bu kisilerin hastaliklarinin farkinda olmamasi ve tedaviye basvurularin az olmasidir. Kadinlarda erkeklere göre daha sik görülür. Sosyal fobi genelde gençlik yillarinda özellikle karsi cinse ilginin arttigi dönemlerde ortaya çikar.
Fobilerin gerçek nedenleri bilinememektedir. Öne sürülen fobi nedenleri türlerine göre degismekle birlikte ayni fobi türünde de hastadan hastaya degisiklik gösterir.Ruhsal rahatsizliklarin çogunda oldugu gibi fobilerde de neden biyolojik, genetik ve çevreseldir. Genetik yatkinlik: bazi özgül fobilerde genetik yatkinlik fazladir. Örnegin kan aldirma veya enjeksiyon yaptirma fobisi olan kisilerde ailede benzer hastalik normal topluma göre daha siktir. Ancak bu yatkinligin genetik veya çevresel etkenlere bagli olarak gelisip gelismedigini aydinlatacak arastirmalar henüz yetersizdir.
Nörokimyasal nedenler: bazi insanlarda adrenalin ve noradrenalin saliniminin fazla olmasinin veya etkilenen organlarin bu maddelere normal insanlara göre daha duyarli olmasinin bu hastaliga yol açtigi ileri sürülmektedir. Verilen ilaç tedavileri de bu maddelerin salinimini veya bedensel duyarliligi azaltmaya yöneliktir. Psikiyatride fobilerin geçmis yasantilara baglantili olarak gelistigi yolunda ispatlanmamis çesitli teorileri mevcuttur.
Watsonun ögrenme teorisinde fobilerin sartlandirilmis refleks davranislar sonucu olustugu ileri sürülür. Bu teoriye göre daha önce kaygi uyandirmayan bir uyaran kaygili bir uyaran ile bir araya geldiginde ögrenme yolu ile kaygi uyandiran bir uyaran haline gelmektedir. Örnegin asansör korkusu olmayan bir kisi elektrik kesintisi ile asansörde mahsur kalma sonucunda asansör korkusu gelistirebilir. Bu olay öncesinde rahatlikla asansöre binebilirken asansöre binemez hale gelebilir veya asansöre bindiginde asiri kaygi duyma görülebilir.
Freuda göre fobiler bilinç disi çatismalarla ilgilidir ve ödipal kompleks ile iliskisi vardir. Bastirilmis, bilinç disina itilmis bazi korkular yer degistirerek normalde kaygi yaratmayacak bir nesne veya duruma yöneltilir ve bu sekilde fobiler gelisir. Yapilan arastirmalarda sürekli strese maruz kalan çocuklarda yasamin ileri dönemlerinde yaygin fobik davranislar görülebilmektedir. Sürekli stres yaratan nedenler arasinda erken yasta anne veya babanin kaybi, anne veya babadan ayrilma, ev içinde siddete maruz kalma sayilabilir. Bazi bedensel hastaliklar , nörolojik ve psikiyatrik hastaliklarda fobik semptomlar görülebilir. Bu rahatsizliklarin ayirici tani yapilirken dikkate alinmasi gerekir.
Korku yaratan obje, durum ya da aktivite ile karsilasildiginda anksiyete belirtileri ortaya çikar. Panik atakta görülen belirtilerin hemen hepsi fobik durumla karsilasildiginda ortaya çikabilir. Bu belirtilerden bazilari sunlardir:
• Çarpıntı
• Yüz kizarmasi
• Titreme
• Terleme
• Bulanık görme
• Nefes darligi
• Agiz kurulugu
• Yutkunma güçlügü v.b.
Sosyal fobinin panik bozukluktan tek farki belirtilerin belli durumlarda ortayaçikmasidir. Panik bozuklugu olan kisiler ne zaman panik atak geçireceklerini bilirler ve panik atak geçirmemek için fobik durumlardan kaçinirlar. Örnegin asansör korkusu olan kisiler asansöre bindiklerinde panik atak geçirebilirler
ve bundan korunmak için üst katlara merdivenlerden çikip inmeyi tercih ederler bu sekilde panik atak gelmesini önlerler. Yine uçak korkusu olan kisiler uçaga binmek yerine baska vasitalari kullanarak yolculuk etmeyi tercih ederler. Fobisi olan kisiler bu kaçinma davranisini kullanarak panik atak gelismesini önlerler.
Panik bozuklugu olan kisilerde fobilerden farkli olarak panik ataklarinin ne zaman, nerede gelecegi belli degildir ve atagin gelmesi genelde önlenemez.
Sosyal fobi:
Sik görülen türlerden birisi sosyal fobidir. Sosyal anksiyete duyan kisiler baska insanlarin kendilerini yargiladigi ve negatif degerlendirdigi düsüncesi ile yetersizlik, asagilanmislik hisseder ve hayal kirikligina ugrarlar. Bu kisiler yalniz baslarina kaldiginda sikinti duymazlar ve anksiyete belirtilerinin sosyal aktivitelerle direk ilgisi vardir. Sosyal fobikler yabancilarla tanismaktan,tanimadiklarinin yaninda konusmaktan veya hareket etmekten rahatsizlik duyar.
Yanlis bir sey yapacak, söyleyecek ve sanki insanlar onunla alay edecek, onu yadirgayacak, asagilayacak, herkesin içinde rezil olacak gibi hisseder. Konusurken herkes ona bakiyormus gibi gelir. Yaptiklari en ufak hatalar gözlerinde çok büyür, rezil olduklarini düsünürler. Özgül sosyal fobide topluluk önünde konusamama gibi belirli bir duruma özgül olarak anksiyete gelismesi gözlenirken yaygin sosyal fobide hemen hemen bütün sosyal aktivitelerde anksiyete olusur.
Sosyal fobi su durumlarda ortaya çikabilir:
• Topluluk içinde konusma
• Partiye katilma, yabancilarla tanisma gibi sosyal aktiviteler
• Bir is yaparken baskalari tarafindan izlenme
• Patron veya amir gibi üstleri ile konusma
• Karsi cinsten birileri ile tanisma veya bulusma
• Umumi tuvaletleri kullanma
• Telefonda konusma
• Baskalarinin yaninda yazi yazma
• Herkesin içinde yüz kizarmasi veya kontrolünü kaybetme korkusu v.b.
Bu hastalar korktuklari durumlarla karsilastiklarinda anksiyeteleri artar. Örnegin sosyal fobisi olan bir ögrenci ders anlatmaya kalktiginda dili tutulur, yüzü kizarir, söyleyeceklerini unutur, herkes ona bakiyormus gibi gelir ve bu nedenle performansi düser. Bu hastalar korkularinin anlamsiz oldugunun farkindadir ancak korkularina engel olamazlar. Sosyal fobinin utangaçliktan ayrilmasi gerekir. Yeni bir ortama giren veya yeni insanlarla tanisan hemen herkes az da olsa anksiyete yasayabilir, ancak bu her zaman rahatsizlik olarak tanimlanamaz. Bu anksiyetenin sosyal fobi olarak tanimlanabilmesi için sikinti duyan kisilerin sosyal ortamlardan kaçinmasi gerekir. Sosyal fobiklerin en önemli özelligide sikintiyi duymamak için yaptiklari bu kaçinma davranislaridir.
Utangaç insanlar yeni bir ortama girdiginde sikinti duyabilirler fakat sikintiya girmemek için sosyal aktivitelerini kisitladiklari pek görülmez. Ayirici tanida buna dikkat etmek gerekir. Hastalarin hissettikleri anksiyete çok siddetli olmakta ve bu duygulari yasamamak için basvurduklari kaçinma davranislari bu kisilerin evde, iste, okulda ve diger sosyal ortamlarda performansini düsürmekte ve iliskilerin bozulmasina yol açmaktadir. Okul basarisi düsmekte, iste verim azalmakta veya esler arasinda sorunlar ortaya
çikmaktadir. Ortaya çikan sosyal izolasyon kisiyi çogu zaman depresyona sürüklemektedir.Bir baska yaklasimda ise kisiler bu sikintilarindan kurtulabilmek için alkol kullanimina yönelmektedir. Yapilan arastirmalarda bu hastalarda alkol ve madde bagimliligi normal topluma göre daha siktir. Bunun en önemli nedeni alkolün hastalar tarafindan anksiyete giderici olarak kullanilmasidir.
Agorafobi:
Agorafobi kisinin kolayca kaçamayacagi ortamlara girdiginde ortaya çikan yaygin anksiyete duygusudur. Yalniz basina sokaga çikmak, kalabalik bir alanda bulunmak veya araba, otobüs ve uçak gibi araçlarla seyahat etmek bu yerler arasinda sayilabilir.
Sik görülen fobilerdendir. Sokakta rahatsizlanacagini düsünen bu kisiler evden disari çikamaz hale gelir. Panik atak geçirenlerde agorafobi siktir.
Özgül fobiler:
Özgül fobiler belli obje ve durumlara karsi asiri korku duymak olarak tanimlanabilir.Korku duyulan obje ve durumla gerçek hayatta karsilasma veya televizyon ve gazete gibi basin yolu ile karsilasma ayni sekilde korku yaratabilir. Özgül fobiler genelde çocukluk çaglarinda baslar, ancak yirmi yaslarinda rahatsizlananlar
da siktir.
Sik görülen özgül fobiler sunlardir:
• Hayvanlar (yilan, köpek, kus v.b.)
• Böcekler (örümcek, ari v.b.)
• Yükseklik korkusu
• Asansör korkusu
• Uçaga binmek yada araba kullanmak
• Kan görmek veya enjeksiyon yaptirmak v.b.
• Fobi türleri burada tek tek anlatilamayacak kadar çoktur. Hepsi ayri ayri tanimlanmistir ve yeni fobiler de tanimlanmaya devam etmektedir.
Fobiler tedavi edilmedigi taktirde çok uzun zaman devam edebilir, aslinda tedavi olmaksizin düzelen hasta sayisi azdir. Fobi tedavisinde amaç kisinin kaçinma davranisini önlemek ve belli durumlarda ortaya çikan anksiyeteyi azaltmaktir. Tek basina ilaç tedavisi genelde yeterli degildir. Bunun için antidepresan ilaçlarla birlikte degisik psikoterapi yöntemleri uygulanabilir. Fobilerde en sik kullanilan terapi yöntemi yüzlestirme (exposure) tedavisidir. Bu yöntemde hastanin korku yaratan durum veya nesnenin üzerine giderek ortaya çikan anksiyete ile basa çikmasi ögretilir. Anksiyete ile basa çikma tedavisinde gevseme teknikleri ve bilissel davranisçi tedavilerden yararlanilir.
Terapi gruplari, aile tedavisi ve bireysel psikoterapiler kullanilan diger terapi yöntemleridir. Tedavi süresi hastaligin siddeti, yayginligi ve hastanin özelliklerine göre degisir. Ilaç tedavisine yanit ilk birkaç haftada alinir. Ancak tam düzelme daha uzun zamanda gerçeklesir. Tedavi ile tam düzelme saglansa da ilaçlara bir yil devam etmek gerekir. Ilaçlari doktor kontrolünde kullanmak ve kontrollü kesmek önemlidir. Bazi hastalarda daha uzun süre tedaviye devam etmek gerekebilir. Fobiye bagli olarak alkol bagimliligi gelismis ise fobinin tedavi edilmesi ile bagimliligin tedavisi kolaylasir. Altta yatan fobi belirtilerini ortadan kaldirmadan bagimliliktan kurtulmak zordur.
Tarih: 2016-03-02 01:56:55 Kategori: Sözlük
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Korku Nedir
korku
İsimBir tehlike veya bir tehlike düşüncesi karşısında uyanan kaygı duygusu
Cümle 1: Yarı çocuk kalbimde korku, kapıya yaklaştıkça büyüyor. - Y. Z. Ortaç
Cümle 2: Onun gitmeğe hazırlandığını görünce, yetişemem korkusuyla, locadan fırladı. - N. CumalıKaygı, üzüntü
Cümle 1: İçlerinde görünmez bir bozukluk korkusuyla sıra sağlamlara geldi. - R. N. GüntekinKötülük gelme ihtimali, tehlike, muhatara
Cümle 1: Yollarda korku kalmadı.korku
PsikolojiGerçek veya beklenen bir tehlike ile yoğun bir acı karşısında uyanan ve coşku, beniz sararması, ağız kuruması, kalp ve solunum hızlanması gibi belirtileri olan veya daha karmaşık fizyolojik değişmelerle kendini gösteren duygu
korku her yerde varlığını duyurur
endişelenmek, korkmak
Cümle 1: Bir korku düştü canıma acep n'ola benim hâlim / Derman olmaz ise bana acep n'ola benim hâlim? - Yunus Emreherkesi korkutmak
korkutmak
Cümle 1: Kadınlıktan, erkeklikten tiksiniyordu ve etteki sır ona korku veriyordu. - Y. K. Karaosmanoğluaşırı korku yüzünden aklını yitirmek, delirmek
Cümle 1: Yoksa çocuk, etrafını saran hayaletlerin dehşeti karşısında mutlaka korkudan çıldırırdı. - R. N. Güntekinkişi korkmakla kendisine gelecek bir kötülüğü önleyemez
korkmak
Cümle 1: Ürkek ürkek dolaşıyordu evin içinde. Tepeden tırnağa korkuya kesmişti. - Y. Kemal
Bu Yazıda Neler Var:
Korku Nedir :
Korku olgusunu tek bir cümlede tanımlamak, kuşkusuz çok zordur. Buna rağmen korkuyu, irade ve mantıkla kontrol altına alınamayan, insanın içini daraltan bir yakın tehdit hissi olarak açıklayabilmemiz mümkündür. Tıbbi açıdan bakıldığında korku – hemen hemen her vakada – soluk beniz, terleme, titreme veya çarpıntı halleri ile birlikte seyreder. Korku hastalıkları ise, korkunun şiddetli bir hali olarak kabul edilir.
Korkunun Gelişimi :
Korkumuz, ancak hayatımız sürecinde gelişen bir olgudur. Yani ne „ödlek“ olarak, ne de özellikle cesur ve korkusuz bir insan olarak dünyaya geliriz. Gözle görülür ilk korku reaksi-yonlarını, bebeklerin dördüncü ila altıncı ayları arasındaki dönemlerde algılayabilmemiz mümkündür. Çocukların ebeveynlerinden uzun süre uzak kalmalarına katlanmaları, içlerinde bu şahısların bir imajını muhafaza edebildikleri sürece mümkündür.
Sağlıklı Korku – Patolojik Korku
Korku, her şeyden önce sağlıklı ve insanın hayatta kalabilmesine yardımcı olan bir duygu halidir. Korku öncelikle, hem kendi kendimiz, hem de çevremizdeki insanlar için sağduyulu ve itinalı olma yetisini kazandırır bize. Nasıl ağrının beden için önemli bir alarm fonksiyonu varsa, korkunun da hayati bir önemi söz konusudur. Örneğin korkmadan ve ağrı hissetmeden ateşe yaklaşabilseydik, hayati tehlike arz edebilecek yanıklara maruz kalmamız çok kolay olurdu. Yani, korkunun da sağlık açısından önemli yönleri vardır kuşkusuz. Bu durumda gerçek korku olarak tabir edilen olgudan bahsedilir: Dışarıdan gelen bir tehlike karşısında insan; bedenen, hissi olarak ve akıl seviyesinde alarma geçirilmektedir. Ancak korku olgusunun nasıl yaşandığını veya algılandığını da herkes bilir. Örne-ğin bize korku veren duruma başka bir anlam vermek suretiyle: Geceleri evimizde sesler duyduğumuzda, bunu evde bulunan muhtemel soygunculara değil, örneğin evin içinde dolaşan kediye yormaya eğilim gösteririz. Ancak makul bir ölçüde gerçek korku hissine sahip olmak da önemlidir. Bu korkunun dozu, risk taşıyan bir olayda hazırlıksız yakalanmayacak kadar yeterli olmalı, ancak tepki gösteremeyecek kadar da („korkudan donakalma“) fazla olmamalıdır. İşte gördünüz: hem aşırı korku, hem de korkusuzluk derecesine varan az korku halleri, hastalık özelliklerini taşımaktadır. Aşırı korku halinde mutlaka yardıma ihtiyacınız var demektir, üstelik yaşam kaliteniz de kısıtlanmış olacaktır. Ancak korkusuzluk halinde sosyal açıdan topluma uyumlu ve de başarılı olmanız mümkündür. Korku olgusunun bu her iki türünün de hastalık niteliği taşımasına rağmen, aşırı korku vakasının daha önemli olduğu da bir gerçektir.
"İnsan, içinde her zaman korkuyu bulabilir. Ancak yeterince derinde aramasını bilmelidir."
André Malraux (1901–1976)
Korkuların Sınıflandırılması
Korkudan korkuya fark vardır. Bundan dolayı korku bozuklukları, tıbbi açıdan üç büyük gruba ayrılmaktadır. Bu sınıflandırmada, her bir korku kategorisinin hasta edici özelliğini vurgulamak için „bozukluk“ kelimesi eklenmiştir.
Korku bozukluğu (genel korku, herhangi bir olguya bağlı olmayan korku)
Panik bozukluğu (veya panik atakları), alan korkusu (agorafobi) ile veya tek başına seyre- debilir
Fobik bozukluk (belli bir nesneye ve duruma bağlı olarak)
Bütün bu korku hallerinde, normal hal ile hastalık hali arasında kesin bir sınırlama mümkün değildir. Bu itibarla, önce korkunun hangi boyutta olduğu sorusunun irdelenmesi gerekmektedir; örneğin genel olarak nispeten çabuk korku hissine kapılabilen bir kişiliğin hastalık boyutuna ulaşan derecede korkuya kapılıp kapılmadığı sorusu, önemli bir rol oynamaktadır. Örneğin sistematik bir şekilde uçağa binmekten korkan, ancak bunun için mutlaka psikolojik yardıma başvurmayan veya başvurması zorunlu olmayan çok sayıda insan vardır. Diğer insanların huzurunda konuşma korkusunun hangi noktadan sonra hayatı kısıtlayan boyuta ulaştığı ve dolayısıyla profesyonel hekim yardımıyla tedavi edilmesi gerektiği sorusu da, çoğu zaman kolayca kestirilemez. Aynı şekilde, örneğin örümceklerden korkmanın ne derece hastalıklı bir durum olduğunu da bilemeyiz. Konunun daha iyi anlaşılması için öncelikle korku hastalıklarının üç farklı şeklini biraz daha yakından irdeleyelim.
Genel Korku Bozukluğu
Korku belirtilerinin çoğu günlerde, en az birkaç haf-ta boyunca devamla ortaya çıktığı hallerde, genel korku bozukluğundan söz edilir. Bu bozukluğu teşhis eden doktorun, teşhisine temel aldığı en önemli belirtiler arasında şu haller de bulunmaktadır:
- Kaygılar (gergin his hali, heyecanlı olma, belli bir olguya konsantre olmada zorlanma)
- Motorik gerginlik (örneğin titreme, kaslarda gerginlik hissetme, sakin olamama)
- Aşırı vejetatif (kontrol dışı) reaksiyonlar (örneğin terleme, baş dönmesi).
Panik Bozukluğu
Doktorunuz tarafından önerilen ilacın panik bo-zukluğunun tedavisine yönelik olması itibarı ile, bu broşürün „Panik nedir?“ başlığı altında konu daha ayrıntılı bir şekilde işlenmektedir.
Fobik Bozukluk
Fobik bozukluk, daima spesifik bir durum veya obje ile bağlantılı olan bir korku halidir. Objeye bağlı fobi, örneğin örümcek, yılan veya ateş gibi belli bir nesneye bağlı olarak ortaya çıkan bir korku halidir.
Korku nedir ? Anlamları Nelerdir ?
Ablütofobi: Yıkanmaktan korkma
Agirofobi: Caddelerden ya da caddelerde karşıdan karşıya geçmekten korkma
Agorafobi: Açık yer ya da kalabalık korkusu
Ailurofobi: Kedilerden korkma
Akluofobi: Karanlıktan korkma
Akrofobi: Yüksek yerlerden korkma
Akustikofobi: Belirli seslerden korkma
Algofobi: Acı çekmekten korkma
Amatofobi: Toz korkusu
Amnezifobi: Hafızasını kaybetmekten korkma
Androfobi: Adamlardan korkma
Anemofobi: Fırtına korkusu
Antlofobi: Sel korkusu
Antropofobi: Insanlardan korkma
Apifobi: Arılardan korkma
Arakibutirofobi: Yerfıstığı ezmesinin, yerken, damağa yapışmasından duyulan korku
Araknofobi: Örümceklerden korkma
Aritmofobi: Sayılardan korkma
Asimetrifobi: Simetrik olmayan şeylerden korkma
Astenofobi: Güçsüz olmaktan korkma
Astrafobi: Şimşek korkusu
Ataksofobi: Düzensizlikten korkma
Atelofobi: Mükemmel ol(a)mamaktan korkma
Aviofobi: Uçuş korkusu
Ballistofobi: Silahtan ya da mermilerden korkma
Batofobi: Derinlik ya da yüksek binaların yanından geçme korkusu
Batrakofobi: Kurbağa, semender gibi çiftyaşayışlı (amfibyen) hayvanlardan korkma
Belonefobi: Iğnelerden korkma
Bibliyofobi: Kitaplardan korkma
Bromidrosifobi: Vücut kokusundan korkma
Brontofobi: Gökgürültüsünden korkma
Dentofobi: Dişçiden korkma
Dermatopatofobi: Deri hastalıklarından korkma
Eisoptrofobi: Aynalardan korkma
Elektrofobi: Elektrikten korkma
Emetofobi: Kusmaktan korkma
Entomofobi: Böceklerden korkma
Epistaksiyofobi: Burun kanamasından korkma
Eritrofobi: Yüz kızarmasından duyulan korku
Erotofobi: Cinsellik korkusu
Farmakofobi: Ilaçlardan korkma
Fazmofobi: Hayaletlerden korkma
Febrifobi: Yüksek ateşten korkma
Filemafobi: Öpmekten ya da öpüşmekten korkma
Filofobi: Sevmekten, âşık olmaktan korkma
Fobofobi: Korkmaktan korkma
Fotofobi: Işıktan korkma
Gametofobi: Evlenmekten korkma
Gefirofobi: Köprülerden geçmekten korkma
Gerontofobi: Yaşlı insanlardan ya da yaşlanmaktan korkma
Glossofobi: Topluluk önünde konuşmaktan korkma
Haptofobi: Dokunulmaktan korkma
Harpaksofobi: Hırsızlardan ya da bir suçun kurbanı olmaktan korkma
Helyofobi: Güneşten korkma
Hematofobi: Kan korkusu
Herpetofobi: Sürüngenlerden korkma
Hidrofobi: Sudan, yüzmekten ya da boğulmaktan korkma
Higrofobi: Nemden ya da yağmurdan korkma
Hipegiyafobi: Sorumluluktan korkma
Hipnofobi: Uyumaktan korkma
Hipofobi: Atlardan korkma
Homiklofobi: Sisten korkma
Homofobi: Eşcinsellerden korkma
Ihtiyofobi: Balıklardan korkma
Jinefobi: Kadınlardan korkma
Kakofobi: Çirkinlikten, çirkin şeylerden korkma
Kakorafiyafobi: Başarısız olma korkusu
Kanserofobi: Kanser olmaktan korkma
Kardiyofobi: Kalp hastalığından korkma
Karnofobi: Etten korkma
Katagelofobi: Dalga geçilmekten korkma
Kemofobi: Kimyasal madde korkusu
Keymafobi: Kıştan ve soğuktan korkma
Kimofobi: Dalgalardan korkma
Kinofobi: Köpeklerden korkma
Klimakofobi: Merdivenden düşmekten ya da merdivenlerden korkma
Klostrofobi: Kapalı yer korkusu
Koprofobi: Dışkı korkusu
Koulrofobi: Palyaçolardan korkma
Kremnofobi: Yüksek yamaçlardan ya da uçurumlardan korkma
Kriyofobi: Buzdan ya da donmaktan korkma
Kronomentrofobi: Saatlerden korkma
Ksantofobi: Sarı renten korkma
Ksenofobi: Yabancılardan korkma
Ksilofobi: Tahta şeylerden ya da ormanlardan korkma
Limnofobi: Göllerden korkma
Litikafobi: Davalardan ve mahkemelerden korkma
Logofobi: Belirli sözcüklerden korkma
Lökofobi: Beyaz renkten korkma
Manyofobi: Delirmekten korkma
Mastigofobi: Cezalandırılmaktan korkma
Mekanofobi: Makinelerden korkma
Melanofobi: Siyah renkten korkma
Mikrobiyofobi: Mikroplardan korkma
Mizofobi: Kirlilikten korkma
Monofobi: Yalnızlıktan korkma
Musofobi: Farelerden korkma
Nekrofobi: Cesetten korkma
Nelofobi: Camdan korkma
Niktofobi: Geceden korkma
Nozokomefobi: Hastanelerden korkma
Nüdofobi: Çıplaklıktan korkma
Obesofobi: Şişmanlamaktan korkma
Ofidiyofobi: Yılanlardan korkma
Okofobi: Taşıt araçlarından korkma
Osmofobi: Belirli kokulardan korkma
Pantofobi: Herşeyden korkma
Papirofobi: Kağıttan korkma
Paraskavedekatriafobi: Ayın onüçü ve cuma olan günden korkma
Patofobi: Hasta olmaktan korkma
Pedofobi: Çocuklardan korkma
Peladofobi: Kel insanlardan ya da kelleşmekten korkma
Penyafobi: Fakirlikten korkma
Pirofobi: Ateşten korkma
Plakofobi: Mezar taşlarından korkma
Pogonofobi: Sakaldan ya da sakallı kişilerden korkma
Politikofobi: Politikacılardan korkma
Porfirofobi: Mor renkten korkma
Potamofobi: Irmaklardan ya da su akıntılarından korkma
Potofobi: Alkollü içeceklerden korkma
Pteronofobi: Kuş tüyünden korkma
Pupafobi: Kuklalardan korkma
Radyofobi: Radyasyondan, X ışınlarından korkma.
Ranidafobi: Kurbağalardan korkma
Selenofobi: Aydan korkma
Siderofobi: Yıldızlardan korkma
Simetrofobi: Simetriden korkma
Skiofobi: Gölgelerden korkma
Sosyofobi: Toplumdan, genel olarak insanlardan korkma
Soteriofobi: Başkalarına muhtaç olmaktan korkma
Tafefobi: Diri diri gömülmekten korkma
Takofobi: Yüksek hızdan korkma
Talassofobi: Deniz ya da okyanus korkusu
Tanatofobi: Ölümden korkma
Teknofobi: Teknolojiden korkma
Teratofobi: Gebe kadının, biçimsiz, çirkin bir çocuk doğurmaktan korkması
Termofobi: Isıdan korkma
Testofobi: Testlerden ya da sınavlardan korkma
Tokofobi: Gebe kalmaktan ya da çocuk doğurmaktan korkma
Tomofobi: Ameliyat olmaktan korkma
Toksifobi: Zehir korkusu
Topofobi: Belirli yerlerden korkma
Travmatofobi: Yaralanmaktan korkma
Trikinofobi: Gıda zehirlenmesinden korkma
Triskaidekafobi: 13 sayısından korkma
Tripanofobi: Aşı ya da iğne olmaktan korkma
Trikopatofobi: Saç hastalıklarından korkma
Ürofobi: Sidikten korkma
Venereofobi: Zührevi hastalıklardan korkma
Venüstrafobi: Güzel kadınlardan korkma
Vermifobi: Solucanlardan korkma
Zelofobi: Kıskançlıktan korkma
Zoofobi: Hayvanlardan korkma
Korkmak..
İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için, sevmekten korkuyor.
Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için.
Düşünmekten korkuyor sorumluluk getireceği için.
Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için.
Duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için.
Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğin kıymetini bilmediği için.
Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi birşey vermediği için.
Ve ölmekten korkuyor aslında yaşamayı bilmediği için..
W. Shakespeare
FOBi :
Gerçekte korku yaratmayacak bir objeye, aktiviteye veya duruma karsi asiri korku duyma ve kaçinma davranisinda bulunmaya fobi denir. Fobik kisiler belli bir durum, nesne veya aktivite ile karsilastiginda asiri anksiyete duyar. Kisiler korkularinin saçma oldugunun farkindadir, ancak korkularini mantiksal düsünerek engelleyemezler. Bu korkular fobik kisilerin günlük islevlerinde bozulmaya neden olur.
Fobiler toplumda sik görülür. Arastirmalarda toplumda %10 oraninda fobik oldugu söylenmekle birlikte tahminen bu deger %25 dolayindadir. Arastirmalarda fobi sikliginin beklenenden düsük çikmasinin en önemli nedeni bu kisilerin hastaliklarinin farkinda olmamasi ve tedaviye basvurularin az olmasidir. Kadinlarda erkeklere göre daha sik görülür. Sosyal fobi genelde gençlik yillarinda özellikle karsi cinse ilginin arttigi dönemlerde ortaya çikar.
FOBİ NEDENLERI NELERDIR ?
Fobilerin gerçek nedenleri bilinememektedir. Öne sürülen fobi nedenleri türlerine göre degismekle birlikte ayni fobi türünde de hastadan hastaya degisiklik gösterir.Ruhsal rahatsizliklarin çogunda oldugu gibi fobilerde de neden biyolojik, genetik ve çevreseldir. Genetik yatkinlik: bazi özgül fobilerde genetik yatkinlik fazladir. Örnegin kan aldirma veya enjeksiyon yaptirma fobisi olan kisilerde ailede benzer hastalik normal topluma göre daha siktir. Ancak bu yatkinligin genetik veya çevresel etkenlere bagli olarak gelisip gelismedigini aydinlatacak arastirmalar henüz yetersizdir.
Nörokimyasal nedenler: bazi insanlarda adrenalin ve noradrenalin saliniminin fazla olmasinin veya etkilenen organlarin bu maddelere normal insanlara göre daha duyarli olmasinin bu hastaliga yol açtigi ileri sürülmektedir. Verilen ilaç tedavileri de bu maddelerin salinimini veya bedensel duyarliligi azaltmaya yöneliktir. Psikiyatride fobilerin geçmis yasantilara baglantili olarak gelistigi yolunda ispatlanmamis çesitli teorileri mevcuttur.
Watsonun ögrenme teorisinde fobilerin sartlandirilmis refleks davranislar sonucu olustugu ileri sürülür. Bu teoriye göre daha önce kaygi uyandirmayan bir uyaran kaygili bir uyaran ile bir araya geldiginde ögrenme yolu ile kaygi uyandiran bir uyaran haline gelmektedir. Örnegin asansör korkusu olmayan bir kisi elektrik kesintisi ile asansörde mahsur kalma sonucunda asansör korkusu gelistirebilir. Bu olay öncesinde rahatlikla asansöre binebilirken asansöre binemez hale gelebilir veya asansöre bindiginde asiri kaygi duyma görülebilir.
Freuda göre fobiler bilinç disi çatismalarla ilgilidir ve ödipal kompleks ile iliskisi vardir. Bastirilmis, bilinç disina itilmis bazi korkular yer degistirerek normalde kaygi yaratmayacak bir nesne veya duruma yöneltilir ve bu sekilde fobiler gelisir. Yapilan arastirmalarda sürekli strese maruz kalan çocuklarda yasamin ileri dönemlerinde yaygin fobik davranislar görülebilmektedir. Sürekli stres yaratan nedenler arasinda erken yasta anne veya babanin kaybi, anne veya babadan ayrilma, ev içinde siddete maruz kalma sayilabilir. Bazi bedensel hastaliklar , nörolojik ve psikiyatrik hastaliklarda fobik semptomlar görülebilir. Bu rahatsizliklarin ayirici tani yapilirken dikkate alinmasi gerekir.
FOBİ BELİRTİLERİ NELERDİR ?
Korku yaratan obje, durum ya da aktivite ile karsilasildiginda anksiyete belirtileri ortaya çikar. Panik atakta görülen belirtilerin hemen hepsi fobik durumla karsilasildiginda ortaya çikabilir. Bu belirtilerden bazilari sunlardir:
• Çarpıntı
• Yüz kizarmasi
• Titreme
• Terleme
• Bulanık görme
• Nefes darligi
• Agiz kurulugu
• Yutkunma güçlügü v.b.
Sosyal fobinin panik bozukluktan tek farki belirtilerin belli durumlarda ortayaçikmasidir. Panik bozuklugu olan kisiler ne zaman panik atak geçireceklerini bilirler ve panik atak geçirmemek için fobik durumlardan kaçinirlar. Örnegin asansör korkusu olan kisiler asansöre bindiklerinde panik atak geçirebilirler
ve bundan korunmak için üst katlara merdivenlerden çikip inmeyi tercih ederler bu sekilde panik atak gelmesini önlerler. Yine uçak korkusu olan kisiler uçaga binmek yerine baska vasitalari kullanarak yolculuk etmeyi tercih ederler. Fobisi olan kisiler bu kaçinma davranisini kullanarak panik atak gelismesini önlerler.
Panik bozuklugu olan kisilerde fobilerden farkli olarak panik ataklarinin ne zaman, nerede gelecegi belli degildir ve atagin gelmesi genelde önlenemez.
Sosyal fobi:
Sik görülen türlerden birisi sosyal fobidir. Sosyal anksiyete duyan kisiler baska insanlarin kendilerini yargiladigi ve negatif degerlendirdigi düsüncesi ile yetersizlik, asagilanmislik hisseder ve hayal kirikligina ugrarlar. Bu kisiler yalniz baslarina kaldiginda sikinti duymazlar ve anksiyete belirtilerinin sosyal aktivitelerle direk ilgisi vardir. Sosyal fobikler yabancilarla tanismaktan,tanimadiklarinin yaninda konusmaktan veya hareket etmekten rahatsizlik duyar.
Yanlis bir sey yapacak, söyleyecek ve sanki insanlar onunla alay edecek, onu yadirgayacak, asagilayacak, herkesin içinde rezil olacak gibi hisseder. Konusurken herkes ona bakiyormus gibi gelir. Yaptiklari en ufak hatalar gözlerinde çok büyür, rezil olduklarini düsünürler. Özgül sosyal fobide topluluk önünde konusamama gibi belirli bir duruma özgül olarak anksiyete gelismesi gözlenirken yaygin sosyal fobide hemen hemen bütün sosyal aktivitelerde anksiyete olusur.
Sosyal fobi su durumlarda ortaya çikabilir:
• Topluluk içinde konusma
• Partiye katilma, yabancilarla tanisma gibi sosyal aktiviteler
• Bir is yaparken baskalari tarafindan izlenme
• Patron veya amir gibi üstleri ile konusma
• Karsi cinsten birileri ile tanisma veya bulusma
• Umumi tuvaletleri kullanma
• Telefonda konusma
• Baskalarinin yaninda yazi yazma
• Herkesin içinde yüz kizarmasi veya kontrolünü kaybetme korkusu v.b.
Bu hastalar korktuklari durumlarla karsilastiklarinda anksiyeteleri artar. Örnegin sosyal fobisi olan bir ögrenci ders anlatmaya kalktiginda dili tutulur, yüzü kizarir, söyleyeceklerini unutur, herkes ona bakiyormus gibi gelir ve bu nedenle performansi düser. Bu hastalar korkularinin anlamsiz oldugunun farkindadir ancak korkularina engel olamazlar. Sosyal fobinin utangaçliktan ayrilmasi gerekir. Yeni bir ortama giren veya yeni insanlarla tanisan hemen herkes az da olsa anksiyete yasayabilir, ancak bu her zaman rahatsizlik olarak tanimlanamaz. Bu anksiyetenin sosyal fobi olarak tanimlanabilmesi için sikinti duyan kisilerin sosyal ortamlardan kaçinmasi gerekir. Sosyal fobiklerin en önemli özelligide sikintiyi duymamak için yaptiklari bu kaçinma davranislaridir.
Utangaç insanlar yeni bir ortama girdiginde sikinti duyabilirler fakat sikintiya girmemek için sosyal aktivitelerini kisitladiklari pek görülmez. Ayirici tanida buna dikkat etmek gerekir. Hastalarin hissettikleri anksiyete çok siddetli olmakta ve bu duygulari yasamamak için basvurduklari kaçinma davranislari bu kisilerin evde, iste, okulda ve diger sosyal ortamlarda performansini düsürmekte ve iliskilerin bozulmasina yol açmaktadir. Okul basarisi düsmekte, iste verim azalmakta veya esler arasinda sorunlar ortaya
çikmaktadir. Ortaya çikan sosyal izolasyon kisiyi çogu zaman depresyona sürüklemektedir.Bir baska yaklasimda ise kisiler bu sikintilarindan kurtulabilmek için alkol kullanimina yönelmektedir. Yapilan arastirmalarda bu hastalarda alkol ve madde bagimliligi normal topluma göre daha siktir. Bunun en önemli nedeni alkolün hastalar tarafindan anksiyete giderici olarak kullanilmasidir.
Agorafobi:
Agorafobi kisinin kolayca kaçamayacagi ortamlara girdiginde ortaya çikan yaygin anksiyete duygusudur. Yalniz basina sokaga çikmak, kalabalik bir alanda bulunmak veya araba, otobüs ve uçak gibi araçlarla seyahat etmek bu yerler arasinda sayilabilir.
Sik görülen fobilerdendir. Sokakta rahatsizlanacagini düsünen bu kisiler evden disari çikamaz hale gelir. Panik atak geçirenlerde agorafobi siktir.
Özgül fobiler:
Özgül fobiler belli obje ve durumlara karsi asiri korku duymak olarak tanimlanabilir.Korku duyulan obje ve durumla gerçek hayatta karsilasma veya televizyon ve gazete gibi basin yolu ile karsilasma ayni sekilde korku yaratabilir. Özgül fobiler genelde çocukluk çaglarinda baslar, ancak yirmi yaslarinda rahatsizlananlar
da siktir.
Sik görülen özgül fobiler sunlardir:
• Hayvanlar (yilan, köpek, kus v.b.)
• Böcekler (örümcek, ari v.b.)
• Yükseklik korkusu
• Asansör korkusu
• Uçaga binmek yada araba kullanmak
• Kan görmek veya enjeksiyon yaptirmak v.b.
• Fobi türleri burada tek tek anlatilamayacak kadar çoktur. Hepsi ayri ayri tanimlanmistir ve yeni fobiler de tanimlanmaya devam etmektedir.
FOBİ TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?
Fobiler tedavi edilmedigi taktirde çok uzun zaman devam edebilir, aslinda tedavi olmaksizin düzelen hasta sayisi azdir. Fobi tedavisinde amaç kisinin kaçinma davranisini önlemek ve belli durumlarda ortaya çikan anksiyeteyi azaltmaktir. Tek basina ilaç tedavisi genelde yeterli degildir. Bunun için antidepresan ilaçlarla birlikte degisik psikoterapi yöntemleri uygulanabilir. Fobilerde en sik kullanilan terapi yöntemi yüzlestirme (exposure) tedavisidir. Bu yöntemde hastanin korku yaratan durum veya nesnenin üzerine giderek ortaya çikan anksiyete ile basa çikmasi ögretilir. Anksiyete ile basa çikma tedavisinde gevseme teknikleri ve bilissel davranisçi tedavilerden yararlanilir.
Terapi gruplari, aile tedavisi ve bireysel psikoterapiler kullanilan diger terapi yöntemleridir. Tedavi süresi hastaligin siddeti, yayginligi ve hastanin özelliklerine göre degisir. Ilaç tedavisine yanit ilk birkaç haftada alinir. Ancak tam düzelme daha uzun zamanda gerçeklesir. Tedavi ile tam düzelme saglansa da ilaçlara bir yil devam etmek gerekir. Ilaçlari doktor kontrolünde kullanmak ve kontrollü kesmek önemlidir. Bazi hastalarda daha uzun süre tedaviye devam etmek gerekebilir. Fobiye bagli olarak alkol bagimliligi gelismis ise fobinin tedavi edilmesi ile bagimliligin tedavisi kolaylasir. Altta yatan fobi belirtilerini ortadan kaldirmadan bagimliliktan kurtulmak zordur.
Tarih: 2016-03-02 01:56:55 Kategori: Sözlük
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Korku Ne Demek: Yılgı..
Yorum Yapx